Rami ****** Lisesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Rami ****** Lisesi

Rami ****** Lisesinde Okuyanların Buluşma Noktası .
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Şiir Paylaşım Alanı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Turin Turambar
Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
Turin Turambar


Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 29/11/08

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimePtsi Ara. 01, 2008 8:32 pm

Her şiir için başlık açmanın yaratacağı kirlilik nedeniyle tek başlık adı altında aşağıda ki şekilde olması uygun görülmüştür.

"
BAŞLIK!

Şiir...
Şiir...
Şiir...
Şiir...

Yazarı..."

NOT:Lütfen BAŞLIK koyunuz...


En son Turin Turambar tarafından Ptsi Ara. 01, 2008 8:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Turin Turambar
Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
Turin Turambar


Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 29/11/08

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Geri: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimePtsi Ara. 01, 2008 8:37 pm

* Melis * demiş ki:

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


Orhan Veli Kanık

* Melis * demiş ki:

Özleyen

Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.

Yahya Kemal Beyatlı

kardelen demiş ki:
Kahve Gözlüm


Yolumuz buraya kadarmış be kahve gözlüm
Artık tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki beş para etmiyor umut
Etmiyor be kahve gözlüm...



Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk biz bu sevdadan
Biliyorsun hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimizi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi
Açmadan soldurduk be kahve gözlüm...


Bir değirmen taşı gibi ezip gittin umutlarımı
Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler;
Çığlık çığlığa şiirlerim seni istiyor bana inat
Gel gör ki;
Son kurşunu yemiş bu sevdaya
Yetmiyor şımarık pişmanlıklar
Yetmiyor be kahve gözlüm...


Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara - bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır - bu acı acı - gülüşüm
Oysa;
Kaç kez sildim seni haritamdan
Kaç kez mil çektim o kahve gözlere
Gel gör ki;
Kendime bile geçmiyor artık sözüm
Işte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine

Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm...


"alinti"
__________________

kardelen demiş ki:
Kalp alışır, acı çekmelere...
Can dayanmaz, yeni sevmelere...
Boşa kürek çek hep aynı,
Bana sorun bir kim haklı?
Şu yüreğim ne meraklı...
Hiç sözümü dinlemiyor,
Sorarım aşk durulur mu?
Acıyı sevmek olur mu?
Hani hayat bir oyundu...
Artık içime sinmiyor...

Kalpsiz adam dizisinde
yayınlanan ve beni etkileyen çok güzel bir şarkı, kimin söylediğini bilmiyorum

Hilal demiş ki:
Desem Ki...


Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

bRc-_ demiş ki:
Çağır yüreğimi


Unutmadım, unutamadım seni,o öldüren sevgini,
Vazgeçmedim senden umudu kesmedim gözlerinden,
Bekledim doğan güneşle, belki o getirir diye seni,
Karanlıkta yıldızlara sordum, yoksa onlar mı getirirdi sevdiğimi.

Durmadım,yılmadım kalbimden, kalbine duyurana kadar sevgimi,
Bitiremedim, nefret etsem bile bu yok eden özlemi,
Canımı yoluna verdim, yıkılmamak için savaştım, ah bir görsen beni,
Ben seni sevdim, ben sana kaldım, yeter artık çağır şu yüreğimi.

Elimden gelen sadece büyük bir haykırış,
Umutsuz belki, bir ihtimal bile olmasa da bu yakarış,
Neden bir tanem, neden, gelsen şimdi biter her acı yine kalplerde barış,
Sevgiye senin ki, hadi bir kalp bağışla bana, sanadır bu yalvarış.

Görmüyor musun bitiyorum sensiz, eriyorum bir mum gibi,
Hadi ateş ol tekrar yak beni, hatırla hor görme geçen günleri,
Boş kalmasın anılar kalmasın yaşanmışlığıyla, koparma içimden,
Bitsin bu ayrılık, ellerimi tut yine sen değil misin ki yaşamımın tek sebebi.

Koş tekrar benimle aynı hayallere, sımsıkı tut bırakma benim gibi,
Ben seni tutarken kaybetmemek için, yakala hadi attım sana kalbimi,
Gördün mü ışığı geleceği gösteriyor şimdi, ayrılmayan ikimizi, bitmeyecek sevgimizi,
En güzel duyguların başladığı, senin bana gelen en saf halini.

Anladın mı seni seven bir kalp var yeryüzünde, seni arayan,
Buldun mu şimdi aradığını, yalnızlığın hain kollarında,
Verdin mi kararını, uyandıracak mısın beni bu kötü rüyadan,
Açacak mısın kollarını, yeniden ısıtacak mısın benimle varlığımı, yine her an.

ertunç demiş ki:
3.şahsın şiiri



Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu,ağlardım
Beni sevmiyordun,bilirdim
Bie sevdiğin vardı,duyardım
Çöp gibi bi oğlan,ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu,ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin,bakardın
Üşürrdüm,içim ürperirdi
Felaketim olurdu,ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin,mum giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi yüzü
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu ağlardım...
ATİLLA İLHAN

* Melis * demiş ki:

İstanbul'u Dinliyorum...

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.


[b]ORHAN VELİ KANIK



Büşra demiş ki:
Şimdiden bir hatırasın
Bulutsa, tozsa, uçarsa
Bütün (aşklar) paranteze alınsın
Rüzgar çanısın, rüzgarın diline dolanırsın
Ne bir şarkısın,
ne de dillerde nağme adın
Artık bazı şarkılar kadar yaralısın

Günler izmarit diplerinde biriksin
O zaman mutlaka bir trenle gelirsin
Köpüklerdensin, mavisin, sakinsin
istesen suyun tenine bitişirsin
ellerimi bıraktım, artık bunu sana yazsın

DİDEM MADAK

kardelen demiş ki:
SENİ SAKLAYACAGIM...

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.

-------------------------------

SENİ SEYREDERDİM




Saçların uçuşurdu rüzgardan.
Yanından seni seyrederdim.
Güneş yakardı,deniz yanardı..
Sen konuşurdun,dinlerdim.

Gülerdin..
Susardın,düşünürdün.
Benimle el-ele yürüdün..
Yol biterdi.

Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan,çok uzaklardan
Seni seyrederdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Büşra
Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
Büşra


Mesaj Sayısı : 184
Kayıt tarihi : 29/11/08
Yaş : 29
Nerden : İstanbul

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Geri: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimeÇarş. Ara. 03, 2008 9:52 pm

HOŞÇAKAL


siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum

seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum

sesini duyuyorum rüyalarımda
gözlerimi kamaştırıyor ışığın
rüzgar sen gibi dokunuyor bana
ben doğuyorum

duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
dokunmuyorsun bana
sen gibi bir şimşek çakıyor
tam kalbime düşüyor yıldırımı
ben gidiyorum


Özdemir Asaf
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Turin Turambar
Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 Moderatör * R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
Turin Turambar


Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 29/11/08

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Geri: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimeÇarş. Ara. 03, 2008 9:53 pm

Özdemir Asaf! Anlamak zor, anlamlı ama bir o kadar da anlamsız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
iLKaY
R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
iLKaY


Mesaj Sayısı : 124
Kayıt tarihi : 30/11/08
Yaş : 30
Nerden : EyüP/İssT

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Geri: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimeSalı Ara. 09, 2008 10:48 pm

Çile

Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.

Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye.

Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan muhacir, eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mâverâ dede.
Yandı sırça saray, ilâhî yapı,
Binbir âvizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
İçiçe mimarî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

Necip Fazyl Kysakürek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
iLKaY
R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
 R.A.L - 9. Sınıf Öğrencisi
iLKaY


Mesaj Sayısı : 124
Kayıt tarihi : 30/11/08
Yaş : 30
Nerden : EyüP/İssT

Şiir Paylaşım Alanı Empty
MesajKonu: Geri: Şiir Paylaşım Alanı   Şiir Paylaşım Alanı Icon_minitimeSalı Ara. 09, 2008 10:50 pm

Anne girdin düşüme.
Yorganın olsun duam;
Mezarında üşüme.

Anlamam, anlatamam.
Düşen düştü peşime,
Artık vadeler tamam...

Necip Fazıl Kısakürek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şiir Paylaşım Alanı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Rami ****** Lisesi :: Edebiyat :: Şiir - Duygu Seli-
Buraya geçin: